Kafirleri dost edinmeyin!

zındık

İster istemez bazen ateistlerin düşüncelerine ve söylemlerine de rast geliyorum. Özellikle Kur’an’da çelişki bulduguna inanıp çocuklar gibi şenlenen büyük bir kesim var.

İşin garip tarafı, kendisini müslüman olarak niteleyen bir insanın bile dinin en temel kaynağı olan Kur’an’ı okumadığına, okusa bile yanlış anladığına-eksik gördüğüne şahit oluyorum. Dolayısıyla ateistlere “pası” farketmeden aslında müslümanlar veriyor.

Halbuki Kur’an’ın çelişkisiz (Nisa 82, Bakara 2) olduğunu, Kur’an’ın Allah tarafından açıklandığını (Hud 1) ve ayetlerinin muhkem ve müteşabih olduğunu, yani bir ayetin temel alınarak detaylandırılmasını başka ayetlerden öğrenebileceğimizi (Al-i İmran 7) bilmemiz gerekiyor. Bunu ateistlerin bilmemesi elbette doğal fakat kendisini müslüman olarak niteleyen birinin bilmemesi ise çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

Gelelim başlıkta bahsedilen Nisa suresinin 144. ayetine:

Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri evliyâu (dost, müttefik, yardımcı) edinmeyiniz; suçluluğunuz konusunda Allah’ın önüne açık bir delil mi koymak istiyorsunuz?

Ayrıca Maide suresinin 51. ayetinde de Yahudi ve hristiyanları evliyâu (dost, müttefik, yardımcı) edinmeyiniz buyruluyor.

Sadece bu iki ayeti okuduğumuz zaman müslümanların başka din mensupları ve ateistlerle dostluk, müttefiklik bağları kurmasının yasak olduğunu anlarız. Bu şekilde bir Kur’an okuması ateistler için olağandır. Böylece Al-i İmran suresinin 7. ayetinde belirtilen gerçekleşmiş olur: “Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu açıklamak için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. ”

Halbuki bir film seyrederken, roman okurken, ilk başlarda gördüğümüz-okuduğumuz bir olayın göründüğü gibi olmadığını, yani kazın ayağının öyle olmadığını çocuklar bile bilir. Fakat ateist olsun, müslüman olsun, Kur’an okurken bu mantığı bir kenara koyup, ilk gördüğü ayete sarılan insanlar var. Hatta müslümanların içinde, bu ayet başka bir ayeti nesheder gibi mantık dışı başka bir düşünce bile oluşmuştur.

Yukarıda bahsedilen açıklama metodunu uygulayarak, konuyu detaylandıralım. Yine Maide suresinin 57. ayetinde bakalım Rabbimiz ne buyuruyor:

Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve gerçeği yalanlayan nankörlerden, dininizi alay ve eğlenceye alan kimseleri evliyâu (dost, müttefik, yardımcı) edinmeyin.

Ayrıca Allah Mümtehine suresinin 9. ayetinde müslümanlar için 3 önemli maddeden bahseder:

Allah sadece,  sizinle din konusunda savaşanları (1), sizi yurdunuzdan çıkaranları (2) ve sizin çıkarılmanıza yardımcı olanları (3) dost edinmenizi yasaklar.

Kazın ayağının öyle olmadığını bir kez daha görmüş olmuşuzdur inşaallah.

Allah insanları imtihan etmek için yaratmıştır fakat bu imtihan insanların birbirini öldürmesi, birbirleriyle sosyal ilişki kurmaması üzerine kurulmamıştır. O halde bizimle, Allah’la, dinimizle, Nebilerimizle alay edenlerle kavga yerine Allah’ın emrettiği şekilde ilişkimizi sürdürmeliyiz ve Al-i İmran suresinin 186. ayetinde belirtildiği üzere, üzücü sözlere karşı sabırlı ve takvalı olmalıyız:

Andolsun ki, mallarınızla ve canlarınızla imtihan edileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü söz işiteceksiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız biliniz ki bu, azimle sarılınacak bir iştir.

One thought on “Kafirleri dost edinmeyin!”

Yorum bırakın